Kedi Ofisi (II)

Kedi Ofisi (II)
Kedi Ofisi (II)NameKedi Ofisi (II)
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, loc_fam_book_family_1052
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionKedice büyüyü çözen Perroux, ofisin girişini buluyor ve birden "aşağıdaki gölgelere atlıyor"... Peki ya sonra?

Item Story

"Geldiniz demek! Lütfen buyurun, oturun."
Kediler çok mutluydu.
"Evet! Ofisinizi bulmak hiç de kolay olmadı."
O gece Perroux davetiyede yazan yönlendirmeleri takip ederek adresi aramıştı.
Çöp arabaları arasında hep aynı yerde duran, tekerleği kırık bir arabaya denk geldi. Perroux arabanın altında gölgelerle iç içe geçmiş, içinden zayıf bir ışık ve belli belirsiz sesler gelen karanlık bir delik buldu. Aşağı inen bir döner merdiven de vardı.
İşte son derece iyi gizlenmiş olan Kedi Ofisi burasıydı.
"Sokak kedilerinin doğası böyledir, anlayışınızı rica ediyoruz."
Kaplan gibi çizgileri olan kedi, altın rengi gözlerini kıstı. Mütevazı bir şekilde konuşuyordu ama kuyruğunu gururla havaya dikmişti.
Perroux onu hemen tanıdı. Bu kedi sürekli Efendinin penceresinin pervazında ağır ağır kuyruğunu sallayan kediydi. Diğer kedileri ise pek tanımıyordu.
Kaplan çizgili tekir, kedileri teker teker tanıttı:
Bu tekir Patron Kedi'ydi.
Kolu dövmeyle kaplı olan soldaki kedinin adı Tetikçi'ydi.
Sağdaki patiska oldukça zekiydi. Perroux'ya yazılan mektup tüm kedilerden alınan tüylerle yapılmış bir fırçayla bu patiska tarafından yazılmıştı.
"Şuradaki de odun kedisi. Biraz çirkin ve pistir, üstelik bazı yerlerinde tüy yoktur ama onu sakın hafife alayım deme!"
Şehirdeki kedilerin canını sıkan sorunları çözen Kedi Ofisi işte bu kedilerden oluşuyordu.

"Peki Kedi Ofisi ne gibi sorunları çözdü?"
Perroux merakla sordu.
Tekirin kuyruğu sola seğirdi ve kolu dövmeli kedi öne çıktı.
"Buradaki kaslı kedi benim, anladın? Bana dövmeli derler. Patronumuz horultukoparan bana görev verir, ben de hallederim, anladın?
Patron kedi büyük, lüks bir otel açtı, tamam mı? İnsan otellerinden eksik kalır yanı yok. İlk açıldığında müşteriler akın etti."
Kedilerin bile lüks oteli varmış! Perroux neredeyse defterine uzanıp bunları not edecekti.
Perroux bile kapının önünden geçip içeri imrenerek bakmakla yetiniyordu. İçindeki his tıpkı... Bir çocuğun yerden bir şeker ambalajı alıp onu yalamaktan kendini alıkoyamaması gibiydi.
"Ama patronun horultusu öyle güçlüydü ki müşteriler bırak uyumayı gözlerini bile kırpamadılar! İşler tepetaklak oldu, anladın?
Sonra bir gün bir fare kolonisi otele dadanıp müşterilerin eşyalarını kemirmeye başlamasın mı? Ama patron kahraman gibi ortaya çıkıp onlara günlerini gösterdi.
Ondan sonra müşteriler patronun horlamasını her duyduklarında huzurlu hissettiler, hatta 'akıllı kedi, uslu kedi' demeye bile başladılar.
Ama işte o otelde önceden fare mare yoktu. Ben tek başıma geceleri sürekli onların peşinden koşup yakalıyor ve geri getiriyordum, sonra tekrar yakalıyordum. Çaktın mı köfteyi?"

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

TopButton