Lezzet Kanatları

Lezzet Kanatları
Lezzet KanatlarıNameLezzet Kanatları
FamilyGlider
RarityRaritystrRaritystrRaritystrRaritystr
Item Source (Ingame)Bir iş birliği etkinliğinden elde edilir.
DescriptionBüyük bir ziyafetin yeniden düzenlenişini kutlayan bir kanat. Uzun yıllardır görülmemiş, peki tadı hâlâ aynı mı? Şüphesiz öyle.

Item Story


Bu hikaye, bir yıldızlar arası seyahat durağında geçiyor. Yolcular burada yaşlı bir maceracının işlettiği küçük dükkanda durup dinlenme fırsatı buluyordu. Yaşlı dükkan sahibi, sahip olduğu paslı uzay gemisiyle daha önce kimsenin gitmediği yerlere gidip yıldızların arasında uzun süre yolculuk etmişti. Artık yorulduğu zaman da uzay gemisini, gezginlerin gelip dinlenebileceği bir restorana dönüştürmüştü.

İlk müşteri, kendi gezegeni yok olduktan sonra avare gezmekte olan bir tanrıçaydı. Dükkan sahibine eski gezegenindeki hayata olan sevgisinden ve kozmosun değişken doğasından bahsetti.
"Yüce medeniyetin her parlak anını hatırlıyorum. Dik açılı üçgen teoreminden uzay asansörünün tamamlanışına, ilk mağara duvarı resminden elli üç galaksi manzarasını resmeden hologram serilerine kadar."
Dükkan sahibi yanıt vermedi. Müşterinin yemeğini hazırlayıp ona servis ettiğinde ise sessizliğini bozdu:
"Ama onlar için hâlâ bir şeyler yapabilirsiniz, değil mi? Yemeğiniz bittikten sonra bir denemeye ne dersiniz?"
Bu tanrıça aslında bir yapay zekaydı, gezegenin zeki türü tarafından küresel kaynak dağıtımını optimize etmek amacıyla yaratılmıştı. Dükkan sahibi haklıydı, hâlâ yapabileceği bir şey vardı.

İkinci müşteri, birçok gezegeni yok etmiş bir şeytandı. İçeri girdikten sonra çok büyük bir sipariş verdi. O kadar fazla yemek söyledi ki dükkan sahibi sormadan edemedi:
"Hepsini bitirebileceğinizden emin misiniz?"
Şeytan dudaklarını yaladı ve "Gevezeliği bırak! Bitiremezsem kalanı paket yapar götürürüm!" diye yanıtladı. Dudaklarını yalaması aslında bir yılanın tıslarken dilini çıkarmasına benziyordu, şeytan da bu şekilde çevresini sezmeye çalışıyordu.
Lezzetli yemeğini yerken, şeytan bir yandan da dükkan sahibi olan kaptana başardıklarıyla böbürleniyordu. Fakat sonunda yemekleri bitiremedi.
"Neden bitirmediniz? Beğenmediniz mi yoksa?"
Şeytan daha önce bir kere olsun bu şekilde sorgulanmamıştı. Bir anlığına yalan söyleyip "Berbattı." demek istedi. Fakat efsanevi kaptanın çakmaklısına uzandığını görünce sakince oturdu ve kalanları paket yapmasını rica etti.
O an fark etmemiş olabilirdi fakat aslında şeytanın hayatı kurtulmuştu. Zamanında maceracıya "fahri yardımcı kaptan" unvanı verildiğinde, dükkanında sorun çıkaranları infaz etmesi için de yetki verilmişti. Saatin altında asılı duran antik çakmaklının sahneye çıkmak için altın değerinde bir fırsatı kaçırmış olması üzücüydü tabii.

...

Otuzuncu müşteri, bir cadıydı. Yüzünü ilk gördüğünde dükkan sahibi onun ne sipariş edeceğini net olarak anlamıştı.
O yüzden ikisi de o şekilde sessizce oturdular.
En sonunda cadı kafasını kaldırıp baktı. Ağzı tıka basa yemekle doluydu, hepsini çiğneyememişti bile. Yanakları şişmiş ve dudağından yağ akıyordu.
"Anlatacak bir hikayen yok mu?" diye sordu sayısız hikaye dinlemiş olan kaptan.
"İlk geldiğimde her şeyi anlattım ya." dedi cadı içeceğinden büyük bir yudum alarak. "İllaki bir şey mi anlatmam gerek, sadece yemek yemeye gelemem mi?"
"Anlaşıldı." diye yanıt verdi dükkan sahibi, bir yandan da peçete uzatarak.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

TopButton